NEDEN BURADAYIM?

Sağlıklı bir cilde ve parlak saçlara kavuşmanın yollarını öğrenmek, güzellik sırlarımızı paylaşmak, denediğimiz ürünleri ve parfümleri tanıtmak, pratik bakım tarifleri vermek, uygun fiyatlı kozmetik ürünlerine nasıl ulaşabileceğimizi öğrenmek, indirimleri birlikte takip etmek, alış veriş yapalım -olmadı vitrinlere bakalım- diye delirmek, dengeli beslenme önerileri için ben buradayım. Ya siz?..



Bu Blogda Ara

22 Ocak 2018 Pazartesi

ŞİLE YERYÜZÜ PAZARI

57 Köyden Taptaze Ürünler


Uluslararası pazar ağı Yeryüzü Pazarı’nın İstanbul’daki ilk adayı “Şile Doğal Ürünler Pazarımız” açıldı.


Uluslararası ve halk destekli bir örgütlenme olan Slow Food tarafından desteklenen ve mevsimsel, yöresel ve sürdürülebilir tarım metodları ile üretilmiş doğal ürünlerin Uluslararası adresi olan Yeryüzü Pazarı’nın İstanbul’daki ilk adayı “Şile Doğal Ürünler Pazarımız” açıldı. İstanbul'un en geniş orman ve tarım alanına sahip olan İlçemizin 57 köyünde vatandaşlarımızın ürettiği, tamamen doğal ürünlerin yer aldığı pazar, hem tamamen doğal ve nitelikli ürünleri tezgahlara çıkaracak hem de dünyanın dört bir yanından gelecek üreticilere ev sahipliği yapacak.

DETAYLAR: http://www.sile.bel.tr/Page/Detail/6923

1 Şubat 2012 Çarşamba

Uzmanımız Dr. Frik

1.Bize kendinizi tanıtır mısınız?
İzmirli bir ailenin tek çocuğum. Liseyi İzmir'de bitirdikten sonra İstanbul'da tıp fakültesine girdim. Fakültenin en parlak öğrencisi olmasam da, vakitlice bitirmeyi başardım. Daha sonra eğitimime ortopedi ihtisasında devam etmeyi seçtim. Uzmanlık seçimi bir öğrencinin eğilimleri ve eğitimi boyunca yaşadığı deneyimlere dayanır genellikle. Benim için biraz da tıp hakkındaki kişisel kanaatlerimin etkisi oldu sanırım.
2. Neden Türkiye dışında çalışmayı tercih ettiniz?
Bunun birkaç sebebi var. Öncelikle Türkiye bir sınavlar ülkesi ve sizin arzularının dışında sizi limitleyen pekçok etken mevcut. Oysa ki dünya açık fikirlilere pekçok olanaklar sunuyor. Eğer değişiklikten ya da başkalarından farklı düşünmekten; hareket etmekten çekinmiyorsanız bu olanaklardan faydalanmamak için hiçbir engel yok. Tabi ki çemberi kırarken başka olayların da etkisi oluyor. Aklımda farklı bir şeyler yapma düşünceleri varken özel hayatımda bazı değişikliklerin de motivasyonu oldu.
3. Yabancı bir ülkede olmanın zorlukları var mı?
Öncelikle lisan, hasta hekim ilişkisinde kilit rol oynayan bir konumda. Bunun üstüne bir de her ülkenin yerel kültürü ve o kültüre tamamen farklı biri olmanın verdiği ciddi sorunlar oluyor. İnsana dayalı bir mesleğe sahipseniz bu çok daha dramatik etkiler gösterebiliyor.
4. Sağlık sektöründe çalışmanın zorluklarına ek olarak yabancı bir ülkede doktor olmanın zorlukları var mı?
Sağlık her ülkedeki her insan için hassas bir konudur. Hastalık anı hasta durumu kişinin en zayıf olduğu hallerden biridir. Kişi hekimine tam bir güven duygusu hissetmek ister. Kendi ülkenizde iletişim zorluğu yaşadığınız bir doktora güvenemezsiniz. Bunun dışında her ne kadar dünyada tıbbi dil benzer olsa da yerel terimler ve uygulamalar vardır. Hasta hekim dışında hekimler arasında iletişim zorluğundan da muzdarip oluyorsunuz.
5. Alanınızdan bahseder misiniz?
Ortopedi ve travmatoloji dalı, daha çok mekanik ağırlıklı, doğru teşhis ile hasta memnuniyetini yüksek oranda sağlayabileceğiniz bir branş. Hekim olarak da tedavinizin meyvelerini çok çabuk toparlayabildiğiniz size keyif veren bir alan. Tabi bunun aksi de söz konusu. Yardımcı olamadığınız ya da tatmin sağlayamadığınız bir hasta grubuna karşı izahta zorlanıyorsunuz.
6. Kozmetik ürünleriyle aranız nasıl?
Kişisel hijyen ürünleri dışında herhangi bir kozmetik tüketimim yok.
7. Modayı takip eder misiniz?
Hekim üniforması bellidir. Yoğun tempoda takip edebildiğimiz tek moda yeni medikal ürünler oluyor genellikle.
8. Bundan sonra sizi yazılarınızla aramızda görecek miyiz?
Tabi ki, vakit buldukça merak ettiğiniz konularda yazmaktan mutluluk duyarım.
9. Yurda kesin dönüş tarihi belli mi?
Henüz kesin tarih belli olmadı ama 2012'nin ikinci yarısı diyebiliriz.
10. Döndüğünüzde hangi şehirde yaşamayı düşünüyorsunuz?
Biliyorsunuz öncelikli sorumluluğumuz bakanlığın uygun gördüğü bir hastanede çalışmak olacağı için, şimdilik bir plan yapamıyorum. Hep beraber göreceğiz.

En kısa zamanda yazılarınızda bizi bilgilendireceğiniz için mutluyuz. İlk yazınız için heyecanlı bekleyişimiz başladı. Bize zaman ayırdığınız ve ayıracağınız için teşekkür ederiz. Aramıza hoş geldiniz Sayın Dr. Selçuk Frik.

28 Ocak 2012 Cumartesi

Uzman Görüşü

Bundan sonra kendi bilgilerime ve deneyimlerime göre yazdığım ya da internette rastgele bulup beğendiğim ve sizlerle paylaştığım yazıların haricinde bir de uzman kişilerin yazmış olduğu bilimsel yazılara yer vermek istiyorum. Bu alanda ilk ricada bulunacağım kişi Operatör Doktor Selçuk Frik. Cevabı ne olacak bilmiyorum ama en az on senelik arkadaşım olduğuna göre beni kırmaz diye düşünüyorum. Zaman buldukça yazılarını bizlerle severek paylaşacağına inanıyorum.

26 Ocak 2012 Perşembe

Hayal Kırıklığı

Büyük umutlarla hazırladığım ve uyguladığım "Muz Maskesi" beni hüsrana uğrattı. İyi ki tarifi tam olarak denememişim. Yarım muz, 2 yemek kaşığı süt ve 1 yemek kaşığı zeytin yağını karıştırdım. Normal tarifte yumurta sarısı da vardı. Maskeyi saçımdan arıtmak için saatlerce yıkamak zorunda kaldım. İçinde yumurta da olsaydı kış ayında soğuk suyla yıkanamayacağıma göre sıcak suyla yumurta sarısı saçlarımda pişerdi diye düşünüyorum.

Bundan sonra yüzüme ve ellerime belki ama saçıma asla yiyeceklerden yapılmış maskeler uygulamayacağım. Olumlu etkisi olmadığı gibi saatlerce uğraştırıyor ve saçların daha çok yıpranmasına neden oluyor.

Sonuç olarak uğraştığımla kaldım. Babamın dediği gibi "Yiyecekler yenmek içindir."

Kardeşin Beklenişi

Eskiden en kısa tatilimde bile valizimi doldurur, o kadar eşyayı boş yere taşırdım. Çoğunlukla evden çıkmayı seven bir insan değilim. Üzerimdekiler hariç hava durumuna göre bir farklı kıyafet daha alsam 10 günlük tatilde bile bana fazla gelirdi. Artık akıllandım ve öyle yapıyorum. Hatta durumu abarttım, neredeyse kendimden başka bir şey almıyorum. Bu sebeple kardeşimin Ankara’dan gelişini dört gözle bekliyorum. Hem beden hem zevk hem de saç ve cilt özellikleri bakımından aynı olduğumuz için onun getirdiği her şeye bir kez elimi sürüyorum. Beğendiklerimi hemen valiz transferiyle kendime ayırıyorum.

Bu seneye kadar aynı evde yaşadığımız için her şey daha kolay oluyordu. Valizlerimizi ortak hazırlıyor, ne götürüp ne götürmeyeceğimize birlikte karar veriyorduk. İki kişi olunca valiz taşıma sorunu da çözülmüş oluyordu. Fakat artık kendisi Ankara’da yaşıyor. Tatillerimiz de eskisi gibi aynı zamana denk gelmediğinden çok az görüşebiliyoruz. Bunun en kötü yanı “Bugün ne giysem?” diye düşünürken alternatif olarak bakabileceğim bir dolabın daha olmayışı. Benim sandığım ve sıklıkla giydiğim birçok eşya artık Ankara’da!..

Önceden aldığım haberlere göre bana almış olduğu hediyeler var: Ne olduğunu hayal edemediğim ama anlatıla anlatıla bitirilemeyen bir çanta, “Sana yılbaşı hediyesi elbise aldım.” diye bir kez sözü edilmiş bir elbise, zorla aldırdığım bir kozmetik seti, yanlış hatırlamıyorsam bir de öğretmenler günü hediyem var. Yani anlayacağınız çok büyük beklenti içindeyim ve kardeşimin yolunu gözlüyorum. Ne kadar sevgi dolu bir ablayım, değil mi? 

25 Ocak 2012 Çarşamba

Tatil Başladı

Dönem sonu tatilim başladı. İlk üç gününü İstanbul'da temizlik yaparak geçirdim. Altı ay önce taşındığım evime hala yerleşememiş olmanın verdiği utançla tatilimin ilk günlerinde büyük gayretle evi yaşanabilir hala getirdim. İşler bitti mi? Hayır!.. Sadece eve biri gelirse içeriye davet edilebilir hale geldi. Bundan sonraki bir aylık zaman diliminde kısmetse her şeyi bitirebileceğimi düşünüyorum.

Şimdi kendimi bakıma aldım. Anne evinde özenle hazırlanmış sağlıklı yemekler, taze sıkılmış meyve suları, tatlılarla bütün gün yemek yiyip, dergi okuyup, yatıyorum. 

İyi beslenmenin ardından sırada el, yüz ve saç bakımım var. Öz bakımınla en çok tatillerde ilgilenebiliyorum.

Çocukluğumdan beri doğal malzemelerle hazırlanan cilt bakım ürünlerine ilgi duymuşumdur. Zaten sizlerle de sık sık doğal ürünlerle ilgili bakım önerilerini paylaşıyorum. Bugün saç ve yüz maskesi deneyeceğim. Fakat bunu yapmak için babamın evden gitmesini beklemem lazım. Çünkü gıdaları yüzüme ve saçıma sürmeme çok kızıyor. 

Saçlarım için; 

-Yarım muz
-1 yemek kaşığı zeytinyağı
-1 yemek kaşığı süt

karışımını kullanacağım. 

Muzu çatalla güzelce ezdikten sonra zeytinyağı ve sütü ekleyeceğim. Saça kolayca sürülebilir bir kıvama geldiğinde tüm saçıma yedirip yarım saat bekleyeceğim. Sonucu sizlerle daha sonra paylaşacağım.

Yüzüm için;

1 yemek kaşığı süt (Tercihen varsa sütün kaymağı)
1 tatlı kaşığı bal
1 tatlı kaşığı nişasta

Tüm malzemeleri karıştırıp yüzümüze sürüyoruz. 15 dakika bekliyoruz. Karışım yüzümüzde kurumaya başlayınca varsa yüz fırçasıyla yıkayarak temizliyoruz.

Tüm bu öneriler kuru ciltler ve kuru saçlı olanlar için. Yağlı ciltlere tavsiye edilmez.

Kuru ve Yıpranmış Saç

Muz Maskesi 

1 adet ezilmiş muzu, 1 adet yumurta, 3 yemek kaşığı bal, 3 yemek kaşığı süt ve 5 yemek kaşığı zeytinyağıyla karıştırın. İyice karıştığından emin olduktan sonra tüm saçınıza sürün. 30 dakika saçınızda beklettikten sonra saçınızı iyice yıkayın.

Yoğurt Maskesi

Yumurtanın beyazını alın ve köpürene kadar karıştırın. Daha sonra içine 6 yemek kaşığı yoğurt koyun. Bu karışımı masaj yaparak saçınıza sürün ve 30 dakika boyunca saçınızda bekletin. Sonra saçınızı yıkayın.

Zeytinyağı Maskesi

5 yemek kaşığı zeytinyağını 2 yumurtayla karıştırın. Saçınıza masaj yardımıyla sürdükten sonra tüm saçlarınızı içine alacak şekilde bir bone ya da streç kağıtla kapatın. 30 dakika boyunca karışımı saçınızda bekletin ve sonra saçınızı yıkayın.

Ballı Zeytinyağı Maskesi

3 yemek kaşığı zeytinyağını, 2 yemek kaşığı balla karıştırın. Saçınıza sürdükten saçınızı bir plastik streçle sarın. 30 dakika maskeyi saçınızda bekletin ve sonrasında iyice yıkayın. 

Sütlü Bal Maskesi

1 yemek kaşığı balı fincan sütle karıştırın. Saçınıza sürdükten sonra 15 dakika bekleyin ve sonrasında saçınızı iyice yıkayın.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...